Vertigo, baş dönmesini veya dönme hissini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kelime olarak bir hastalığı değil, bir belirtiyi ifade eder. Kelimenin kendisi, “dönmek” anlamına gelen Latince “vertere” sözcüğünden ve “durumu, hali” anlamına gelen “-igo” sonekinden gelir.
“Vertigo” kelimesinin ilk kullanımı, baş dönmesi hissine neden olan bir tür tıbbi durumu tanımlamak için kullanıldığı 16. yüzyıla kadar uzanır. 19. yüzyılda hekimler, altta yatan nedene bakılmaksızın her türlü baş dönmesi veya yönelim bozukluğunu tanımlamak için bu terimi daha geniş bir şekilde kullanmaya başlamışlardır.
Vertigo, iç kulak problemleri, migren ve bazı ilaçlar dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Vertigonun en yaygın nedenlerinden biri, iç kulaktaki küçük kalsiyum karbonat kristallerinin yerinden oynaması sonucu ortaya çıkan, Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) adı verilen bir durumdur.
Nedeni ne olursa olsun vertigo, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde kötü etkileyebilir. Mide bulantısı, terleme ve dengeyi sağlamada güçlük gibi belirtiler genellikle vertigo ile birlikte görülür. Neyse ki vertigo için rehabilitasyon manevraları, egzersizler, ilaçlar ve bazı durumlarda cerrahi dahil olmak üzere çeşitli tedaviler mevcuttur. Önemli olan, vertigoya neyin yol açtığını anlamaktır.
Özetle, kökleri Latince’ye dayanan vertigo terimi yüzyıllardır baş dönmesi hissini tanımlamak için kullanılmıştır. Baş dönmesinin altında genellikle tedavi edilebilir nedenler yatar. Ancak bazı durumlarda vertigo inme gibi ciddi, hatta yaşamı tehdit eden sorunların habercisi olabilir. Bu nedenle, ciddiye alınmalıdır.